YAZINIZ BURAYA
   
 
  Kişisel GELİŞİM
Konu Başlığı : NLP (NÖRO LİNGUİSTİK PROGRAMLAMA) Nedir ...
Nöro: Yaşamdaki deneyimlerimizin beş duyumuz aracılığı ile algılanması ve işlenmesi.
Linguistik: Sözlü ve sözsüz iletişim ve davranışlarımız aracılığı ile düşüncelerimizi yansıtma tarzımız.
Programlama: Zihnimizin iç programlarını kullanarak düşüncelerimizi ve iletişimimizi belirlediğimiz ve arzuladığımız hedeflere ulaşacak şekilde düzenlemek.

Mükemmel performans ile ortalama performans arasındaki farkı yaratan fark nedir?

NLP, 1970'li yılların başında matematikçi Richard Bandler ve dilbilimci John Grinder'ın belirli becerilere sahip olan insanlar ile bu becerilerde mükemmeleşmiş insanlar arasındaki farklılıkları ortaya koyma çalışmalarıyla Kaliforniya'da doğmuştur. Kendilerine sordukları soru şuydu; "Herhangi bir uzmanlık becerisine sahip bir kişi ile, aynı beceriye sahip olmasına karşın konusunda daha üstün olan birisi arasındaki farkın nedeni nedir?"

Bandler ve Grinder, mükemmel performansa sahip insanları modellemiş ve bu performansa diğer insanların da ulaşabilmeleri için gerekli teknikleri oluşturmuşlardır.

İş dünyasında ağırlıklı olarak Robert Dilts ve John La Valle önderliğinde ilerleyen NLP, şirket çalışanlarının performanslarını artırmalarına önemli ölçüde destek vermesiyle şirketler tarafından tercih edilmektedir.

NLP, mükemmellik ve kaliteyi inceler. Göze çarpan kişi ve organizasyonların bu göz alıcı sonuçları nasıl elde ettiklerini araştırır. Bu metotlar diğer insanların da aynı ya da benzer sonuçlara ulaşmaları için onlara öğretilebilir. Bu sürece modelleme adı verilmektedir.

NLP, modelleme yapmak için öznel deneyimlerimizi nasıl yapılandırdığımızı, değerlerimiz ve inançlarımızın neler olduğunu ve duygularımızı nasıl yarattığımızı araştırır. Deneyimlerimizin sonucunda iç dünyamızı nasıl yapılandırdığımızı ve ona nasıl anlam yüklediğimizi inceler. Hiçbir olay kendi içerisinde bir anlam taşımaz, ona anlamı biz veririz ve farklı insanlar aynı olaya farklı anlamlar yükleyebilirler. NLP, içimizdeki deneyimi araştırır.

NLP en iyi iletişimcileri incelemiş ve insan iletişimindeki sistemsel yapıyı kurmuştur. Mükemmel insanları modelleme yolu ile pratik araç ve metotlar geliştirmiştir. Bu araçlar iş dünyasında, işe alma, eğitim, satış, müzakere ve yönetimde; iş dünyası dışında ise eğitim, hukuk ve spor alanlarında kullanılmaktadır. Bununla birlikte NLP sadece teknik ve araçlardan ibaret değildir. NLP, merak, keşif ve eğlence çerçevesi üzerine kurulu bir düşünme biçimidir.

NLP, tam anlamıyla uyumlu bir ilişkinin nasıl kurulup sürdürülebileceği konusunda yol gösterir. Bu nedenle kişi öncelikle kendine şu soruları sormalıdır;

  • Gerçekleştirmek istediğim şey nedir?
  • Mesajımı iletmenin en iyi yolu nedir?

Değişmek, yaşamımızın akışını değiştirmek cesaret isteyen bir iştir, şu ana kadar yaptıklarımızdan vazgeçerek yeni ufuklara yelken açmak ancak gözü pek insanların işidir.

Eğer gerçekten değişmek istiyorsak ben olmaktan vazgeçip başka birisi olmaya hazır olmalıyız,eğer buna hazır değil isek hemen NLP ile ilgilenmeyi bırakmalıyız.

Bu güne kadar yaptığımız şeyleri yaparsak aynı sonuçları alırız, farklı sonuçlar almak istiyorsak farklı şeyler yapmalıyız, bu da şu an olduğumuzdan farklı birisi olmamızı gerektiriyor.

Kaynak :
www.basariyiyasa.com 


 
Konu Başlığı : DUYGUSAL ZEKA , IQ - EQ ...

"IQ sizi işe aldırır ancak sizi terfi ettiren EQ'dur." Nancy Gibbs

Son birkaç yıldır aşina olduğumuz, Amerikalı psikolog Daniel Goleman tarafından ortaya atılan EQ; hayatımıza girişiyle I.Q. ve E.Q. nedir tartışmalarının yanında 'günlük yaşamda ve iş yaşamında başarının sırrı nedir?' tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Duygusal zeka yani E.Q., bugüne kadar I.Q. kavramı çevresinde şekillendirilen akademik, günlük, ve iş bilgileriyle beraber işe alım gibi insan kaynaklarının başlıca süreçlerini de yeniden şekillendiriyor. I.Q. ve E.Q. arasındaki farklarla, bu farkların hayatımızın değişik alanlarını nasıl etkilediğini tartışmadan önce kısaca bu iki kavramı tanıyalım.

I.Q. kavramı hayatımıza nasıl girdi?

Hayatımızda yerini kazanmış ve bir takım roller edinmiş bir kısaltma edinmiş olan I.Q.entelektüel zeka anlamına gelir. İlk olarak 1800'lü yıllarda tanımlanan "zeka" kavramına, konuyla ilgilenen birçok psikolog farklı yaklaşımlar getirmiş olsa da; günümüzde ağırlıklı olarak I.Q, "bireyin zihinsel gelişim hızına paralel olarak, yaşamın farklı dönemlerinde hayatın ne olduğunu anlamasını ve öğrenmesini sağlayan zihinsel gelişim süreci" olarak tanımlanmaktadır.
I.Q. testleri ise ilk olarak 2. Dünya Savaşı ile birlikte hayatımıza girdi. 2. Dünya Savaşı yıllarında, orduda sınıflandırma yapabilmek amacıyla uygulanmaya başlayan testler, okuma-yazma seviyesini ölçmekten ileri gidemedi. I.Q. testleri bu dönemde hakim ırkçılığın etkisiyle yanlış sonuçlara ve taraflı kullanımlara neden oldu; eğitim görme imkanına erişemeyen siyahlar düşük zekalı olarak tanımlanırken, eğitim görme imkanlarına sahip olan beyazlar yüksek zekalı şeklinde tanımlandı.

E.Q.'nun ortaya çıkışı

E.Q. kavramının hayatımıza girmesi ise; düşünme, hayal kurma ve hissetme gibi içsel süreçlerle insan beyninin işleyişini izlemeyi mümkün kılan teknolojik gelişmeler sayesinde gerçekleşti. Duygusal zeka kavramını hayatımıza sokan ve bu konuda birçok araştırma yapan Daniel Goleman E.Q.'yu şöyle tanımlıyor;
"Kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtülerini kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkalarının yerine koyabilme ve umut besleme".

Başarıda I.Q ve E.Q'nun rolü

I.Q. ve E.Q. tanımlarını göz önüne aldığımızda genel kabullenmenin aksine I.Q. ve E.Q. kavramları, birbiriyle etkileşim içinde olan ve birbirlerini tamamlayan özellikler olarak karşımıza çıkar. Başarıyı etkileyen faktörler arasında I.Q.'ya verilen pay birçok uzman tarafından %20 olarak belirlenirken; şans, sınıf, duygusal zeka gelişimi geri kalan payı kapsıyor. Aynı karakter özelliklerini taşıyan iki kişinin çok farklı konumlarda olmasını açıklayan bu değerlendirmeye ek olarak E.Q., I.Q'nun kullanılmasını etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Buna en açık örneği ise; stresini kontrol altına alamayan bireyin konsantrasyonunu sağlayamamasından dolayı zekasını kullanamaması oluşturuyor.

"Çok yüksek bir matematiksel başarıya ya da geniş bir kültür yelpazesine sahip olabilirsiniz, fakat bu tür yeteneklerin belirtildiği bir ortama girmediğiniz sürece kimse sizin farkınıza varmaz. Fakat sempatik, popülaritesi yüksek bir kişiyseniz yüksek IQ değerlerine sahip olmasanız da fark edilmeniz çok daha kolaylaşır. Hatta "aranan kişi" bile olabilirsiniz ki bu duygusal zeka olarak tanımlandığına sizin istenilirliğinizi artırıcı bir özelliktir ve başarıya ulaşmanızda daha ön plan da yer alır".

Duygusal Zekanın 5 temel ilkesi

Öz-bilinç: Kişinin kendisinin tanıması, duygularını tanımlayabilmesi ve onların farkında olmasıdır. Kişinin duygularının farkında olması kendini anlayabilmesinin temel ilkesidir. Diğer duygusal zeka ilkelerinin gelişebilmesi için kişinin gelişmiş öz-bilince sahip olması gerekmektedir. Düşük öz-bilince sahip kişiler kendi içlerinde duygusal bir kafese hapsedilmiş gibidirler.

Duyguları yönetebilme: Duygularla başa çıkabilme yetisi bireyin kendini avutabilmesi, endişe, gerginlik gibi olumsuz düşünceyle baş edebilmesi demektir. Duygularını yönetebilen birey hayatın kötü sürprizleri ve olumsuzluklarıyla çok daha kolay başa çıkabilirken, yönetemeyen bireyler sürekli strese maruz kalırlar.

Kişisel motivasyon: Duygularınızı yaratıcı olabilecek ve hedeflerinize ulaşabilecek şekilde yönlendirebilme, yönetebilme becerisidir. Duygusal kontrol, hazzı erteleyebilme ve atılımcılık ruhunu koruma kişinin kişisel motivasyonu için çok önemlidir.

Empati: Kişinin kendini başkalarının yerine koyabilme becerisi olarak tanımlanabilir. Bilimsel olarak empati ses tonundaki ve yüz ifadelerindeki sözel olmayan mesajları okuyabilme, diğerlerinin duygularını algılayabilmedir. Empatik kişiler öğretmenlik, satış, yönetim gibi sosyal becerileri ve iletişimi gerektiren mesleklerde daha başarılı olurlar.

Sosyal Beceriler: Çevrenizdekilerin duygularını yönetebilme sanatıdır. Kişisel yönetim, ve empati gibi diğer temel duygusal yetilerin iyi kullanımını gerektirir. Bu tür beceriler popülerlik, liderlik, kişiler arası etkinlik için vazgeçilmezdirler.

Çocuğunuzun İş-Yaşamında E.Q.-I.Q. etkileşimleri

Yüksek IQ'lu bireylerle yüksek EQ'lu bireyleri karşılaştırdığımızda olumlu ve olumsuz birçok farklılıkla karşılaşmak mümkündür.

Yüksek I.Q'lu bireyler üretkenlikleri, eleştirellikleri ve başarılı zihinsel aktiviteleriyle ön plana çıkarlar. Sadece I.Q'su yüksek ama E.Q.su düşük olan bir birey;iç dünyasında verimsizlik, iletişimsizlik, toleranssızlık ve müşkülpesentlik sorunları yaşayabilir.

Yüksek EQ'lu bireylerse kurdukları sosyal denge, duygularını başarıya odaklayabilme, etkili iletişim kurabilme, duygularını kontrol edebilme, sorumluluk alabilme, başarılı takım çalışması ve başkalarının düşüncelerine saygılı olma özellikleriyle ön plana çıkarlar. Bu noktada unutulmaması gereken nokta ise; E.Q.'nun I.Q.'nun aksine geliştirilebilir oluşudur.

Sadece yüksek I.Q. ya da sadece yüksek E.Q.'ya sahip olma, kişinin başarıya ulaşma şansını olumsuz etkiler. Yüksek I.Q. ve yüksek EQ aynı anda sahip olunduğunda kişisel özellikler bakımından dengelenmiş bir yelpaze sunar. (www.duygusalzeka.net)

NLP (Nöro Linguistik Programlama) Eğitmeni, Psikolojik Danışman
Hatice Baykallı

Kaynak : www.basariyiyasa.com

Yerel SAAT
 
Facebook'ta Beğen !
 
Günlük BURÇLAR
 
Haberler
 
Haberler
REKLAM !
 
* BU ALANA Reklam Alınacaktır ...
ARAÇLAR ...
 
ARAÇLAR ...
 
Bugüne Kadar 29321 ziyaretçi (74105 klik) Buradaydı !
Tasarımın Altındaki Yazı Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol